İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | begin with f. | ile başlamak | ||
To begin with the school market programme; we propose earmarking an additional 10.3 million for this. Okul pazarı programı ile başlamak gerekirse; bunun için ek 10.3 milyon ayırmayı öneriyoruz. More Sentences |
||||
Genel | begin with zf. | ilk olarak | ||
Let us first begin with minimum standards in the cases where there are real problems. Gerçek sorunların olduğu durumlarda ilk olarak asgari standartlarla başlayalım. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | begin with f. | ile başlamak | ||
I should like therefore to begin with the latter. Bu nedenle ikinci konu ile başlamak istiyorum. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | begin with expr. | başlangıçta | ||
That is what it was designed to be to begin with. Başlangıçta böyle olması için tasarlanmıştı. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | begin with expr. | başlangıç olarak | ||
To begin with, we don't have enough money. Başlangıç olarak, yeterli paramız yok. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | begin with zf. | bir kere | ||
Genel | begin with zf. | ilk önce | ||
Genel | begin with zf. | evvela | ||
Genel | begin with zf. | öncelikle | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | begin with f. | ilk neden olarak | ||
Konuşma Dili | begin with expr. | en başta | ||
Konuşma Dili | begin with expr. | ilk önce | ||
Konuşma Dili | begin with expr. | öncelikle |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | begin with (someone or something) f. | (biriyle/bir şeyle) başlamak | ||
I will begin with the amendments the Commission cannot accept. Komisyonun kabul edemeyeceği değişikliklerle başlayacağım. More Sentences |
||||
Speaking | ||||
Konuşma | to begin with expr. | en başta | ||
You shouldn't have come here to begin with. En başta buraya gelmemeliydin. More Sentences |
||||
Konuşma | to begin with expr. | öncelikle | ||
To begin with, we do not have an education system that facilitates an understanding of these horizontal connections. Öncelikle, bu yatay bağlantıların anlaşılmasını kolaylaştıracak bir eğitim sistemimiz yok. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | begin quarreling with each other f. | kavgaya tutuşmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | begin with (someone or something) f. | ilk olarak (biriyle/bir şeyle) başlamak | ||
Öbek Fiiller | begin with (someone or something) f. | (biriyle/bir şeyle) giriş yapmak | ||
Proverb | ||||
Atasözü | he that would the daughter win, must with the mother first begin | kızın kalbine giden yol annesinden geçer | ||
Speaking | ||||
Konuşma | to begin with expr. | evvela | ||
Konuşma | to begin with expr. | ilk olarak | ||
Konuşma | begin with the end in mind expr. | sonu düşünerek başlayın | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | not begin with expr. | belirtilen karakterle başlamaz | ||
Bilgisayar | not begin with expr. | ilk karakter farklı | ||
Football | ||||
Futbol | begin with a throw-in f. | taç atışıyla başlamak |